TBMM Başkanı Kurtulmuş: Adaletin ve barışın sağlanması, sözden daha çok eylem gerektirir

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Adalet ve barış, sadece kelimelerle, sadece sayfalara dökülen cümlelerle, sadece ortak birtakım mutabakat metinleriyle ortaya...

Haberin DevamıKurtulmuş, TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen büyükelçilerle iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye demokrasisinin kalbi, milli iradenin merkezi TBMM'de büyükelçileri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Ramazanın sadece Müslümanları değil, tüm insanları barış, adalet ve hakkaniyet etrafında birleştiren önemli bir dini ay olduğunu belirten Kurtulmuş, ramazan sofralarının, Müslüman toplumlarında dayanışmayı, eşitliği, fakirle zengin arasındaki mesafeyi yakınlaştırmayı sağladığını söyledi.Kurtulmuş, ramazanın, sadece Türkiye'ye değil, tüm insanlığa sulh ve esenlik getirmesini dileyerek, bu ayın, yeryüzünde mevcut olan sorunların çözülebilmesi için insani yaklaşımları yeniden düşünmeyi olası kılan manevi bir atmosfer oluşturmasını temenni etti.Haberin DevamıBugün, dünyanın birçok yerinde birçok sorunla karşı karşıya olunduğunu ve bu sorunların çoğunun kriz ve kaos boyutlarına ulaştığını anlatım eden Kurtulmuş, “Bunların ortadan kaldırılabilmesi için ortak bir bakış açısına, insani değerler etrafında müzakere edebilecek, konularımızı tartışabilecek, farklılıklarımızı en üye indirebilecek bir diyalog zeminine ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Onun için sorunlar ve krizler ne kadar yüksek ne kadar aka olursa olsun, bunları aşmanın yolunun da diyalog, müzakere ve karşılıklı rızaya dayalı, sorunları çözebilme becerisi olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.Farklı kültürlerden insanların bu iftar sofrasında bir araya gelmesinin, aslında dünyanın meselelerine ilişkin farklı yaklaşımları gündeme getirebilme imkanını sunduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:"Bu anlamda, hepimizin ortak sorunlarının çözümü noktasında insani yaklaşımlar üzerinde görüşlerimizi olgunlaştırmamız ve dünyayı daha iyi bir gezegen haline getirmek için, dünyanın daha adil olmasını temin etmek için gayretle mücadele etmemiz gerekiyor. Bugün, iklim krizlerinden göç meselesine, savaşlardan iç çatışmalara, silahlanmadan ülkelerin birbirine tehdidine varan gerilimlere kadar, bu sorunları çözmekte maalesef en temel yanılgılarımızdan birisi, krizler ortaya çıktıktan sonra kriz yönetimini yapmaya gayret etmektir. Ya da kaosları çözebilmek için kaosları çözecek bir idare anlayışını ortaya koymaktır. Halbuki temel mesele, krizleri ve kaosları ortaya çıkmadan önce nedenleri üzerine odaklanmak ve bu nedenleri ortadan kaldırabilmek için gerçekten doğru bir perspektifle, örneğin çözücü bir yaklaşımla olaylara eğilmektir. Dünyamızın kaybetmiş olduğu bu sorunları önceden çözme becerisini yeniden kazanmasını, bu mübarek akşamda, bu sofradaki dileklerimizden birisi olarak, herhalde ortak bir dilek olarak gündeme getirmek gerekir. Şu anda bu krizleri, kaosları ortadan kaldırabilecek, dünyanın bir gücü olduğunu, insanlığın böyle bir birikimi olduğunu biliyoruz. Bunun için de gayretle çalışmamız gerekiyor."Haberin Devamı"TARİHİN BİZİM NESLİMİZE VERDİĞİ BÜYÜK BİR SORUMLULUK OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ"TBMM Başkanı Kurtulmuş, bugünün dünyasında herkesin, bugünün medeniyetiyle ilgili ortak bir sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı.Üç önemli çatışma noktasının, dünyanın bundan sonraki gidişatını yakından etkileyeceğine işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:"Bunlardan birisi, adaletle zulüm arasındaki mücadeledir. Bir taraftan yeryüzünde adaleti, hakkaniyeti, barışı isteyenlerin davranışları ve ortaya koydukları eylemler, öbür tarafta ise gücü temel alarak adaleti yok sayan, elinde olan gücü de her türlü adaletsizlik imkanlarını kullanarak ortaya koyanlar arasındaki mücadeledir. Bundan sonra dünyanın gidişatı ümit ederiz ki adaleti temel alanların bakış açısıyla şekillensin ve dünyamız daha hakkaniyetli, daha yaşanabilir ve daha adil bir gezegen haline gelsin. Önümüzdeki dönemi etkileyecek olan ikinci temel tartışma alanı ise otokrasilerle, demokrasiler arasındaki mücadele olacaktır. Demokrasi ve katılımcılığın tüm toplumlarda egemen olmasını arzu edenlerle aslında eline geçirdikleri gücü başta kendi halkları olmak üzere tüm dünyaya haksız bir şekilde kullanan otokrat eğilimler arasında fazla keskin bir mücadeleye tanık olacağız. Üçüncü örneğin ise ilkeler ve değerlerle, pragmatizm arasındaki mücadeledir. İnsanlığın temel ilkelerini, yani her insanın yaratılışta eşitliğini, ülkelerin de egemen eşitliğini, yeryüzünde 8 milyar insanın ortak evi olduğu gerçeğini kabul edenlerle bunu her ne kadar sözle kabul etse de gerçekte gücünden ötürü bunu reddedenler arasındaki mücadele olacaktır. Yani pragmatizmi, çıkarcılığı, menfaati önceleyenlerin arasında aka bir mücadele olacaktır. Çıkarcılığı, pragmatizmi temel meydan yaklaşımlar, kriz ve kaoslardan da istifade etmek isteyenlerdir. Bugün dünyanın kriz ve kaos alanlarındaki sonuçlara baktığınız zaman maalesef çıkarcılığı, menfaatçiliği, pragmatizmi temel meydan yaklaşımların krizleri ve kaosları büyüttüğü de fevkalade aşikardır. Onun için diyoruz ki bu alanlarda yeni bir dönemin önünün açıldığını, bu dönemde ilkeler ve insani değerler üzerinde yeni bir dünyanın kurulmasının olası olduğunu görüyoruz ve bu çerçevede aka bir uğraşın içerisinde olmanın da tarihin bizim neslimize, bizim dönemimize verdiği aka bir sorumluluk olduğunun farkındayız."Haberin Devamı"FİLİSTİN MESELESİ, İNSANLIĞIN BUNDAN SONRAKİ GELECEĞİNE İLİŞKİN BİR TURNUSOL KAĞIDI MESABESİNDEDİR"TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünyanın yönetiminden, uluslararası ilişkilerden, uluslararası ekonomik sistemden, dünyanın öbür sorunlarından bahsederken en fazla kullanılan iki kelimenin adalet ve sulh olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:"Adalet ve barış, sadece kelimelerle, sadece sayfalara dökülen cümlelerle, sadece ortak birtakım mutabakat metinleriyle ortaya çıkarılabilecek şeyler değildir. Adaletin ve barışın sağlanması, sözden daha fazla ve belki daha öncelikli, eylemi gerektirir. Bunu söyleyenlerin, adaletin tesis edilmesi için elini taşın altına koyması zorunludur. Sadece 'adalet istiyoruz' demekle olmaz. Adaletin temin edilebilmesi için neler yapılabileceğini, önceliklerini sıralayarak uluslararası camianın yerine getirmesi gerekir. Aksi takdirde bugün konuştuğumuz kriz ve kaosların hemen derhal tamamının önümüzdeki dönemde de konuşulmaya devam edeceği, hatta korkarım ki daha da yoğun ve daha ağır krizler haline döneceği kaçınılmaz bir gerçektir."Haberin Devamıİnsani temel değerleri, sadece kağıt üzerinde yazılı değerler olmanın ötesinde Türkiye'nin hariç siyaset kurgusunun en temel umdelerinden birisi olarak kabul ettiklerini vurgulayan Kurtulmuş, nerede mazlum varsa, nerede zulme uğrayan varsa, arkasında kim olursa olsun mutlaka Türkiye'nin yardım elini uzatmaya çalıştığını, mazlumun yanında durmayı tercih ettiğini belirtti.Kurtulmuş, bunun en son örneğini de 1,5 yıldır devam eden, Filistin topraklarındaki İsrail'in saldırıları ve etnik temizlik seviyesine ulaşan barbarlıkları karşısında ortaya koyduklarını, bu konuda her platformda vazifelerini yerine getirmeye devam ettiklerini söyledi.Filistin meselesinin sadece Arapların, sadece Filistinlilerin, sadece Müslümanların meselesi olmanın fazla ötesine geçtiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Filistin meselesi, insanlığın bundan sonraki geleceğine ilişkin bir turnusol kağıdı mesabesindedir. Filistin davasına şeksiz şüphesiz destek verenlerle, mazlum millete destek verenlerle, ama-fakat diyerek mazeret üretmek isteyenler arasında derin bir uçurum, aslında adalet yanındaki duruşumuzu da belirleyecek bir gelişmedir." diye konuştu.Haberin DevamıDini, dili, ırkı, siyaseti, kültürü ne olursa olsun haktan, adaletten, insaftan yana olanların oluşturduğu insanlık cephesinin, Filistin meselesinde bundan sonraki on yılları etkileyecek önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Başta Batı ülkeleri olmak üzere, dünyanın birçok yerinde sokaklara çıkarak masum ve mazlum Filistin halkına sahip çıkmaya çalışan sima milyonlarca insanı saygıyla selamlıyoruz." dedi.Kurtulmuş, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin, bu sorunun sonuna kadar takipçisi olacağını ve adil, hakkaniyetli bir çözüm oluşana kadar mücadeleyi sürdüreceğini belirtti.RUSYA-UKRAYNA SAVAŞITürkiye'nin, bölgedeki tüm sorunların çözülmesi noktasında baştan itibaren, şartlar ne olursa olsun, diplomasi masasının aleni tutulması gerektiğini hep savunduğunu anlatım eden Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta Türkiye’nin tavrının, bir lahza önce hakkaniyetli, adil, iki tarafın da kabul edeceği kalıcı bir barışın tesis edilmesinin sağlanması olduğunu söyledi.Kurtulmuş, “Ümit ediyoruz, yeni dönemde ortaya çıkan sulh perspektifi, en kısa süre içerisinde gerçekleşir. Rusya ve Ukrayna arasında kalıcı bir barışın temin edilmesi olası olur.” dedi.SURİYE'DEKİ GELİŞMELERSuriye'deki yeni yönetimin işbaşına geldiği günden itibaren Türkiye’nin tutumuna ilişkin de değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, fazla güçlü bir demokratik tecrübeye sahip olan ülke olarak, Suriye'ye yapabilecekleri en önemli katkının, demokratik rehberlik olduğunu söyledi.Kurtulmuş, "Ümit ediyorum en kısa süre içerisinde yeni Suriye yönetimi, kapsayıcı yönetimi ortaya koyar ve bütünüyle herkesin kendisini içinde gördüğü Suriye, ayağa kalkmış olur." ifadesini kullandı.Uluslararası camiadan Suriye'nin beklentisinin, ülkenin devlet kurumlarının kurumsal kapasitelerinin artırılması, bilhassa yakılmış, yıkılmış, tahrip edilmiş altyapısının yeniden canlandırılması ve uygulanan ambargoların bir lahza önce sona erdirilmesi olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Böylece, fazla yıllar kaybetmiş olan Suriye, 61 yıllık Baas rejiminden kurtulduktan, 13 yıllık iç savaşı geride bıraktıktan sonra eşit ve özgür bir devlet olarak, egemen bir devlet olarak uluslararası camianın içinde yer alacaktır. Ümit ediyoruz, bu ve benzeri sorunların süratle çözüldüğü, diplomasinin biricik menfaat yol olarak kullanıldığı, gücün değil haklı olmanın temel alındığı bir döneme doğru hızla gireriz." diye konuştu."FİLİSTİN MESELESİ BİR TURNUSOL KAĞIDI OLMUŞTUR""Filistin meselesi bir turnusol kağıdı olmuştur" ifadesini, küresel vicdanı hatırlatmak bakımından dile getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:"Küresel vicdan yanında, küresel ölçekte küresel ikiyüzlülüğün de ortaya çıktığı bir dönemi İsrail'in bu baskılarıyla beraber görmüş olduk. Netanyahu ve çetesinin uygulamış olduğu ve uygulamakta olduğu bu soykırım ve hatta giderek açığa vurmuş oldukları tehcir politikalarının kabul edilmesi asla olası değildir. Ancak arkalarına aldıkları güçlerin verdiği cesaretse, insanlık adına utanç vericidir. Gazze topraklarında yeni yazlık mekanlar yapmak gibi, akla hayale gelmeyen, uluslararası hukukla bağdaşmayan, uluslararası vicdanla da bağdaşmayan birtakım fikirlerin bırakın masaya gelmesi, insanların duyacağı şekilde söylenmesi bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Onun için diyoruz ki nasıl Filistin meselesi küresel vicdanı harekete geçirdiyse ne yazık ki küresel ölçekteki iki yüzlülüğü de ortaya koymuş oldu. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, tüm insanların yaratılışta eşit, tüm devletlerin de egemenlikte eşit olduğu yeni bir anlayışla dünyanın yeni bir sistemi kurmasıdır. Bu er ya da geç olacaktır. Çünkü bu kadar adaletsizliklerin, bu kadar hukuksuzlukların, bu kadar aka çelişkilerin artık günlük olaylar haline geldiği bir dünya, kim isterse istesin, yaşanılır bir dünya değildir."Gelecek dönemin, dünyanın hem siyasal yapılanması hem de ekonomik yapılanması için yeni bir dönemin başlangıcı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Artık hiçbir ülke, hiçbir bölge biricik başına dünyayı yönetemeyecektir. Bundan sonraki dönem, fazla kutupluluğun ortaya çıkacağı, yani fazla merkezli yeni bir dünya dengesinin ortaya çıkacağı bir dönemdir. Bu anlamda dünyanın farklı yerlerinde adalet ve sulh isteyenlerin seslerinin daha gür çıkacağı bir döneme giriyoruz. Bunun için bizlerin üzerine düşen, samimiyetle, gayretle tüm insanlığın ortak faydasına olacak çözümü üretmek, sözleri söylemek, birliğimizi, uluslararası alandaki dayanışmamızı, insanlık cephesinin ortaya koyduğu bu ulvi düşünceler etrafında birleşmeyi, bütünleşmeyi sağlamak ve insanlığı daha iyi bir geleceğe hazırlamaktır." dedi.Programda, Güney Sudan'ın Ankara Büyükelçisi Majok Guandong da büyükelçiler adına bir konuşma yaparak, ramazan ayının, İslam dünyası için fazla özel bir ay olduğunu belirtti.Guandong, bu mübarek ayın Türkiye'de, bölgede ve dünyada barışın hüküm sürmesine vesile olması temennisini dile getirdi.Konuşmaların ardından, TBMM Başkanı Kurtulmuş, büyükelçilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.